KVKK PROJESİ KAPSAMINDA VERBİS KAYDI

Dava Konusu Olay:6704 sayılı kanunun 3. Maddesi ile değiştirilen 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “… ve bu kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ikinci cümlesinde yer alan “… ve genel şartlarda…” ibaresi ve 92. Maddenin (i) bendinin “Bu kanun çerçevesinde hazırlanan zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan talepler” kısmı Anayasaya aykırı bulunarak iptal edilmiştir.1Dava Konusu İddia: Zorunlu mali sigortası sözleşmesi kapsamında ödenecek tazminatların hesaplanmasına ilişkin genel şartların yasama yerine yürütme organı tarafından belirlenmesinin sigorta şirketlerinin hesaplarında farklılıkların ortaya çıkmasına sebebiyet vermesi, kişilerin ölümü, bedensel ve eşya bakımından tazminat alacaklarının hesaplanmasının keyfi bir yönteme bırakılmayarak kanunla düzenlenmesi gerektiği sebebi ile anayasaya aykırıdır. Anayasa 48’de düzenlenen sözleşme özgürlüğü, TBK madde 26’da yer alan kanunda öngörülen sınırlar içinde yapılacak sözleşme özgürlüğü zorunlu mali sorumluluk sigortası sözleşmesi konusunda uygulanamamaktadır. Sigorta şirketinin yüklendiği borç, motorlu taşıtın üçüncü kişiye verdiği zarar kadardır. Ancak bu borcun 2918 sayılı kanun çevresinde hazırlanan genel şartlara göre belirlenmesi Anayasa 48’e aykırıdır. Anayasa 13’e göre sözleşmeye getirilecek sınır kanun ile olmalıdır ve Anayasa 13, hukuk devleti ilkesi ışığında yorumlanmalıdır. Anayasa Mahkemesi İncelemesi ve Kararı: Sözleşmeden doğan borcun kapsamını belirlemek suretiyle sözleşme özgürlüğünü sınırlandırdığı, borcun kapsamının tespiti hususunda temel çerçeve ve ilkelerin kanunla belirlenmemiş olması sebebi ile idareye geniş takdir yetkisinin bırakılmasının kanunilik ölçütü yönünden Anayasa’nın 13. ve 48. maddelerine aykırıdır. Zarar gören kişinin Anayasa’nın 17. ve 35. maddelerinde düzenlenen haklarının Anayasa’nın 5. maddesiyle bağlantılı olarak korunmasının amaçlandığını göstermektedir. Taraflardan birisi aleyhine ölçüsüzlük yapılabilecek şekilde yürütmeye takdir yetkisi tanınması; üçüncü kişinin yaşam hakkı, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkı ile mülkiyet hakkı yönünden olduğu kadar işletenin ve sigorta şirketinin mülkiyet hakkı yönünden de pozitif yükümlülüklerle bağdaşmayabilir. Bu bağlamda ilgili tarafların tümünün menfaatlerinin mümkün olduğunca dengelenmesi gözetilmelidir.6098 sayılı Kanun’a göre zarar olarak nitelendirilmeyen hususların genel şartlarda zarar olarak nitelendirilmesi hâlinde işletenin tazminat borcunun kapsamı ile sigorta şirketinin bu borcu teminat altına alması gereken tazminat sorumluluğunun kapsamı farklılaşacaktır. Bu itibarla sigorta şirketinin, işletenin sorumlu olduğu tazminatı aşan miktarda tazminat sorumluluğu dahi söz konusu olabilecektir.1 https://www.anayasa.gov.tr/media/7006/2020-40.pdf6098 sayılı Kanun’a göre zarar olarak nitelendirilen hususların genel şartlarda zarar olarak nitelendirilmemiş olması hâlinde de işletenin tazminat borcunun kapsamı ile sigorta şirketinin bu borcu teminat altına alması gereken tazminat sorumluluğunun kapsamı yine farklı olacaktır. Anayasa Mahkemesi açıklanan nedenlerle kuralların Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiştir.Karşı Oy Gerekçesi: Yasama organı temel kuralları saptadıktan sonra yürütmenin uzmanlık ve idare tekniğine ilişkin hususların yürütmeye bırakılması, yasama yetkisinin devri olamaz. 2918 sayılı kanuna göre tazminat hesaplamaları idari düzenleme olan “Genel Şartlara” göre yapılacaktır. TBK’da tazminatın hesaplaması 49-56 maddelerinde düzenlenmiştir. Motorlu taşıt işletmesi sebebiyle meydana gelen zarar haksız fiil kapsamında iken, sigorta şirketinin tazminat sorumluluğu sözleşme sorumluluğudur. Bu farklılık sorumluluklarının dayandıkları esaslardan kaynaklanmaktadır ve kaçınılmazdır. Sigorta şirketinin bu sözleşmeden dolayı işletenin tabi olduğu haksız fiil esaslarına göre tabi olması doğacak prim borçlarını da artıracaktır. Bu durum işletenlerin yasaya aykırı olarak zorunlu mali sorumluluk sigortası yapmaktan kaçınmalarına, zarar gören üçüncü kişilerin sigorta korumasından mahrum kalacakları anlamına gelmektedir. Sözleşmenin zorunluluğunun yasa ile belirtilmesi, içeriğinin yasa ile yürütme organına bırakılması ise Anayasa’ya aykırı değildir. Değerlendirme:2016 yılında yapılan torba kanun ile sigortadan ödenecek tazminatın hesaplanması Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından yapılacak düzenlemesi getirilmişti. Hazine ve Maliye Bakanlığı da düzenlediği tablo ile bunu belirliyordu. İptal hükmüne göre bu düzenlemenin kanun ile yapılması gerekiyor.2016’daki Düzenleme Neden Geldi?2016 düzenlemesi ile; zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar, ilgili kanun ve kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabi olacak. Hazine ve Maliye Bakanlığı hazırladığı tablo ile hesaplama yöntemi belirlenecek. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin ilgili kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında, Türk Borçlar Kanunu'nun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanacak.2016’da yapılan torba kanunu ile gelen trafik sigortası düzenlemesinin sebebi; sigorta şirketlerinin yüksek paralar ödemesi ile sigorta primlerinin artmasıydı.Vefat tazminatının hesaplanmasında kanunla sınırları çizilmiş belli bir standart olmadığından mahkemeler, kişiden kişiye değişen tutarlarda tazminatlara hükmediyor, sigorta şirketleri de bunları ödemek zorunda kalıyordu.İptal Edilen Düzenleme Sonrası Ne Olacak?İptal kararı ile beraber sigorta primlerinin tekrar yükselmemesi için bir düzenleme gelmesi gerekecek. Bu düzenlemenin de Anayasa Mahkemesinin iptal gerekçesinden anlaşılacağı üzere kanunilik kapsamında olması gerekiyor.Bir düzenleme gelene kadar tazminat talepleri için dört sene önce olduğu gibi ayrı ayrı mahkemelere başvurularak, her mahkemenin farklı kararları ile karşılaşılabilir.

GÜNCEL MAKALELER

Sahrayı Cedit Mahallesi Mümin Deresi Sokak No:40 Daire:15 Kadıköy / İstanbul
Tel: 0 (216) 385 84 27
Gsm: 0 (532) 623 77 99
info@tasdemir.av.tr

Masaüstü Görünümüne Geç