ESTETİK AMELİYATLARDAN KAYNAKLANAN HUKUKİ SORUMLULUK
Estetik cerrahî, özellikle son yıllarda ülkemizde büyük ilerleme kaydetmiş ve estetik
ameliyat olanların sayısı gözle görülür oranda artmıştır. Modern hayat ile beraber ilerleyen
toplum, bilindik tıbbi müdahale kavramını da geliştirmiş; kişilerin bedensel, fiziksel veya
psikolojik bir rahatsızlığını, noksanlığını teşhis ve tedavi etmek ayrıca tedavinin mümkün
olmadığı durumlarda rahatsızlığı hafifletmek, acıları dindirmek kapsamına estetik
müdahaleleri de eklemiştir. Bu sebeple tıp hukuku kapsamında, estetik cerrahinin yeri,
kapsamı ve hukuki niteliğinin incelenmesi gerekliliği de bu oranda artmıştır.
Estetik Müdahalenin Tanımı ve Amaçları:
Estetik müdahaleler; kişilerin doğuştan veya sonradan meydana gelen nedenlerle,
fiziksel görünümlerinde anatomik yapı ve beğeniye uygun olarak yapılan değişikliklerdir.1 Bu
tanımı ile Plastik, rekonstrüktif cerrahinin yalnızca bir bölümünü oluşturur. Estetik
müdahalelerin amaçları tedavi ve güzelleştirme olmak üzere iki tür üzerinde şekillenir. Tedavi
amaçlı estetik müdahalelerin de; fiziki tedavi ve ruhsal tedavi amacı olarak ikiye ayrılarak
incelenmesi gerektiğini ifade etmek gerekir. Keza birçok estetik müdahalenin gerekliliği,
kişinin zihninde başlayabilmekte ve bu gereklilik giderilmezse ruhsal bozukluğa
dönüşebilmektedir.
Fiziki bir rahatsızlığı gidermek amacıyla yapılan estetik müdahalelere doğuştan gelen
bir rahatsızlık olan ve tavşan dudak olarak adlandırılan rahatsızlığın düzeltilmesi, kaza sonucu
oluşan yanık veya yara izlerinin kapatılması örnek olarak verilebilir. Tedavi amacının ön
planda olduğu bu tür müdahaleler diğer tıbbi müdahalelerin tabi olduğu hukuksal rejime tabi
olacaktır.2
Ruhsal tedavi amacıyla yapılan estetik müdahaleler ise; bazı hastalarda narsistik,
histrionik kişilik bozukluğu, vücut dismorfik bozukluğu gibi bazı psikiyatrik durumlar
görülebileceği gibi aynaya bakınca kendini daha iyi hissetme isteği gereği de vücudunda
mevcut olanı iyileştirmeye yönelik tetiklemelerde görülebilir. Ruhsal tedavi amacı kişinin içsel
ve zihinsel dürtüsünün verdiği rahatsızlıkla beraber fiziksel görüntüsü de değişeceği için
estetik müdahalenin çifte etki yarattığı söylenebilir.
Salt güzelleşme amaçlı yapılan estetik müdahaleler ise sosyal yaşam gereği olabileceği
gibi, kişinin mesleki ekonomik faaliyeti kapsamında da gerekli görülebilir. Tedavi amacı
taşımayan tıbbi müdahaleler diğer koşullarla beraber ahlaka uygunluk ölçütünü de
sağlayarak hukuka uygun olmalıdır. Dolaylı da olsa tedavi amacı taşımayan, estetik
müdahaleler ilgilinin hayatı ve sağlığı bakımından tıbben bir sakınca bulunmadığı ve riskin
1 GÖKCAN, “Etik ve Hukuk İlişkisi Bağlamında Estetik Tıbbi Müdahaleler ve Cezai Sorumluluk”, s.120
2 HAKERİ, Tıp Hukuku, s.567.estetik girişimi gereksiz kılacak derecede büyük olmadığı durumlarda hukuka uygun olarak
kabul edilecektir.3
Estetik Müdahalenin Tıp Hukukunda Yeri:
Türk hukukunda tıp hukukunun temelini oluşturan Anayasa 17/1 ve 17/2 maddelerine
göre, “Herkes, yaşama, maddî ve manevî varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir.
Tıbbî zorunluluklar ve kanunda yazılı haller dışında, kişinin vücut bütünlüğüne dokunulamaz;
rızası olmadan bilimsel ve tıbbî deneylere tâbi tutulamaz.” Bu madde ile koruma altına alınan
kişinin maddi ve manevi varlığı ve vücut bütünlüğüdür. Estetik müdahalelerinde öncelikle
Anayasa madde 17 kapsamında değerlendirilmesi ve bu kapsama uyması gerekir.
Tıbbi müdahale; sağlık çalışanı tarafından; hastalıkların teşhisi, tedavisi, hastalığı
hafifletme, ilerlemesini durdurma, acıları dindirme ve hastalıklardan koruma amaçlarıyla
yapılan her türlü faaliyet olarak tanımlanmaktadır4
. Hasta Hakları Yönetmeliği madde 4’te
ise tıbbi müdahale; “Tıp mesleğini icraya yetkili kişiler tarafından uygulanan; sağlığı koruma
ve hastalıkların teşhis ve tedavisi için ilgili meslekî yükümlülükler ve standartlara uygun
olarak tıbbın sınırları içinde gerçekleştirilen fizikî ve ruhî girişim” şeklinde tanımlanmıştır.
Biyotıp Araştırmalarına İlişkin İnsan Hakları ve Biyotip Sözleşmesine Ek Protokol m. 2 f. 3’te
de müdahale kavramının hem fiziksel hem de psikolojik anlamda gerçekleştirilebileceğini
kabul edilmiştir. Estetik ameliyatlarda “dolaylı tedavi amacı”nın (psikolojik sağlığın korunması
ve kazandırılması) bulunduğundan hareketle, estetik ameliyatlarının tıbbî müdahale
kapsamında değerlendirildiği böylelikle açığa kavuşmuştur.
Estetik Cerrahının Tıp Hukukunda Sorumluluğu:
Estetik cerrahın yükümlülüğü tıbbi müdahalede kişinin dış görüntüsünde ve isteği
doğrultusunda değişim yarattığı için, göstereceği dikkat ve özen diğer tıp alanlarında
mesleğini icra eden cerrahlara göre daha geniştir.
Hukukumuzda ne hekimin, ne de estetik cerrahın sorumluluğuna ilişkin özel bir
düzenleme bulunmakla birlikte estetik cerrahların sorumluluğunda ortaya çıkan hukukî
uyuşmazlıklar da, Borçlar Hukukunun genel nitelikteki hükümleriyle çözümlenmeye
çalışılmaktadır. Hekim ile hasta arasında önceden kurulmuş geçerli bir sözleşme
bulunuyorsa, sorumluluk için bu sözleşmeye ilişkin kanunî düzenlemeler (ve Borçlar
Kanununun 96 ve devamı maddeleri); böyle bir sözleşmesel ilişki bulunmaması durumunda
ise, haksız fiile ilişkin 41 ve devamı maddeleri uygulama alanı bulur. Bu hükümlere göre
sorumluluğun kurucu unsuru kusur olduğundan, hekimin tıbbî faaliyetler sonucu oluşan
zarardan ancak kusurlu bulunması durumunda sorumluluğu doğar. Sözleşmeden ve haksız
3 GÖKCAN, “Etik ve Hukuk İlişkisi Bağlamında Estetik Tıbbi Müdahaleler ve Cezai Sorumluluk”, s.122;
ARINCI/USTA, s.86; ERMAN, s.203.
4 , “Biyoloji ve Tıbbın Uygulanması Bakımından İnsan Hakları ve İnsan Haysiyetinin Korunması Sözleşmesi: İnsan
Hakları ve Biyotıp Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun”fiilden kaynaklanan sorumluluk yanında, estetik cerrahın vekâletsiz iş görmeden ve culpa in
contrahendo’dan kaynaklanan sorumluluğu da söz konusu olabilir.5
Estetik Cerrah ile Hasta Arasındaki Sözleşmenin Niteliği
a)Vekâlet Sözleşmesi:
Hekim ile hasta arasındaki sözleşmenin hukuki niteliği gerek doktrine göre gerekse
Yargıtay kararlarına göre vekalet sözleşmesi kapsamındadır. Yargıtay bir kararında ''..Mesleki
bir iş gören; doktor olan vekilin ona güvenen müvekkilin titiz bir ihtimam ve dikkat
göstermesini beklemekte haklıdır. Titiz bir özeni göstermeyen vekil, vekaleti gereği gibi ifa
etmemiş sayılır. Doktorlar hastalarının zarar görmemesi için yalnız mesleki değil, genel hayat
tecrübelerine göre herkese yüklenebilecek dikkat ve özeni göstermelidir.'' 6 diyerek hekim ile
hasta arasındaki sözleşmeyi vekalet sözleşmesi kapsamında değerlendirmiştir.
b)Eser Sözleşmesi:
TBK m. 470’e göre “eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi,
işsahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir”. Estetik
operasyon, kişinin vücut bütünlüğüne yönelik estetik amaçlı cerrahi bir müdahaleyi ifade
ettiğinden estetik operasyonu konu edinen bir sözleşme, Yargıtay’ca eser sözleşmesi olarak
nitelendirilmektedir. Doktrinde Belgesay, Akıncı, Sarıal ve Erman da hekimin belirli bir sonucu
ve tedaviyi taahhüt ederek eser sözleşmesi yapabileceğini, estetik ameliyatlarda da hekimin
sonucu taahhüt ettiğini belirterek, estetik ameliyatların eser sözleşmesine konu
oluşturabileceğini ifade etmektedir7. Ancak eğer belirli bir operasyon sonucunun
gerçekleşeceği de taahhüt ediliyorsa, sonuca ilişkin bağımsız garanti taahhüdüyle birlikte
vekâlet sözleşmesi düşünülmelidir.
Yargıtay’ın eser kavramına ilişkin yaklaşımı, esas itibarıyla isabetli olmakla birlikte,
estetik operasyonu konu edinen sözleşmeyi eser sözleşmesi olarak nitelendiren yaklaşımı
üzerinde durmak gerekir. Şöyle ki Yargıtay’ın konu ile ilgili kararlarında birkaç yön dikkati
çekmektedir: İlk olarak Yargıtay’ın, estetik amaca vurgu yapan kararları olsa da, estetik
operasyonları kategorize etmediği, bu bağlamda bazı estetik operasyonların tedavi amaçlı
olarak kabul edilip edilmeyeceği meselesini tartışmadığı gözlemlenmektedir8
.
Yargıtay, bir kararında operasyonla tedavi değil, güzelleşme amaçlandığından taraflar
arasındaki ilişkinin hizmet ilişkisi değil, eser sözleşmesi ilişkisi olduğunu kabul ederken, tedavi
amaçlanması halinde neden hizmet ilişkisinin söz konusu olması gerektiği tartışılmamıştır:
5 Zarife: Özel Hukukta Hekimin Sorumluluğu, Ankara 1998, s.6;
6 Yargıtay 13. Hukuk Dairesi'nin 1994/8557 E. 1994/2138 K. 04.03.1994 Tarihli Kararı
7 Güzelleştirme Amaçlı Estetik Ameliyatlardan Kaynaklanan Hukuki Sorumluluk- Yrd. Doç. Dr. Hasan PETEK 8 Bkz. mesela Y. 3. HD. E. 2015/7414, K. 2016/4865, 30.03.2016 (Legalbank). Farklı bir değerlendirme için bkz.
Arıncı/Usta, s. 88Y. 15. HD. E. 2017/2286, K. 2017/3847; kararında bir hasta ile onu tedavi eden doktor
arasındaki ilişkinin, vekâlet sözleşmesinin konusunu oluşturduğunu, bir cerrahın tedavi değil
de, güzellik amacıyla insan vücudu üzerindeki tıbbi müdahalesinin ise eser sözleşmesinin
konusunu oluşturduğunu ifade etmiştir
Örnek Olay Olarak Boy Uzatma Ameliyatı Kapsamında İnceleme:
Boy uzatma ameliyatları bacak uzunluğunu restore etmek veya artırmak amacıyla
yapılan cerrahi işlemlerdir. Sağlık sorunlarına bağlı kısalıklarda uygulanabildiği gibi estetik
amaçlı uzatmalar da yapılabilir.
Günümüzde boy uzatma cerrahisinde; çivi üzerinden uzatma (Lengthening over nailLON) ve otomatik çiviler yardımıyla uzatma yöntemleri olan modern cerrahi teknikler de
uygulanmaktadır. Bu yöntemler ile 7-8 cm’e kadar uzatma planlanıyorsa tek kemikten ( tibia
veya femur ), daha fazla uzatma planlanıyorsa her iki kemikten birden uzatma yapılır. Kemik
cerrahi olarak kesilir ve internal (motorize çivi/LON), eksternal (external fiksatörler/ilizarov)
veya kombine tip implantlar kullanılarak oluşturulan boşluk her gün 1 mm. açılacak şekilde
planlanır. Bu ameliyatta hariçten kemik parçaları kullanılmaz. Kemik doku harici damar, sinir,
kas gibi dokulara müdahale edilmez. Bunlar süreç içinde uzamaya adapte olurlar.9
Boy uzatma ameliyatı ise estetik amacıyla da yapılabileceği için bu durumda hem
hastaya hem ailesine ayrıntılı bilginin verilmesi gerektiği, uzatma öncesi ve tedavi sürecinde
psikolojik destek alınması gerektiği hekimler tarafından önerilmektedir. Bu bakımdan tedavi
sürecinde ve sonrasında karşılaşılabilecek olası sonuçların detaylı izahı, diğer estetik
cerrahilerine göre daha fazla önem arz etmektedir. Yüz germe estetiği, burun düzeltme veya
botoks gibi ameliyatların yanında boy uzatma ameliyatının riskleri açıkça tartışılmalı ve
Aydınlatılmış Onamın bu kapsamda, özelleştirilerek oluşturulması gerekmektedir.
Boy uzatma ameliyatının tıbbi literatürde iyileşme süreci 6-8 ay arası kapsamında
değerlendirildiği için diğer estetik cerrahilerine göre sürecin uzunluğu, hekimin takip ve
sorumluluğunu ön plana çıkarmaktadır. O halde aydınlatılmış onam başta olmak üzere,
muayene ve tedavinin planlanması kapsamına ameliyat sonrası takip süreci de eklenmelidir.
Keza, uygulamaya ve şikayetlere bakıldığı zaman sonuç odaklı boy uzatma ameliyatından
kaynaklanan sorunların ameliyat sonrası düzenli fizik tedavi süreci ile beraber, takip
sürecinden kaynaklı olduğu anlaşılmaktadır.
Bu sebeple ameliyat süreci ile beraber ameliyat sonrası sürecin, takip ve muayene ile
beraber değerlendirilerek; hekim ve hasta arasındaki sözleşme türü belirlenmelidir. Örnek
olayda, daha uzun görünmek maksadıyla estetik cerrahi kapsamında boy uzatma ameliyatı
olmak isteyen hastaya ameliyat sonrası belirli bir boy ölçüsüne kadar geleceği taahhüt
edilmiş ise ve bu ameliyat salt bu taahhüt ile yapılmış ise artık burada eser sözleşmesinden
9 Prof. Dr. Cengiz ŞEN- Ortopedi ve Travmatolojiziyade garanti sözleşmesi ile beraber vekalet sözleşmesi hükümlerinin oluşabileceği
değerlendirilebilir.