KARİYERAVUKATA SORİLETİŞİM
  • Anasayfa
  • Faaliyet Alanları
  • Makaleler
  • Yargıtay Kararları
  • Vekaletname
  • İletişim
  • Avukata Sor
Responsive image
Ara
KARİYERAVUKATA SORİLETİŞİM
  • Anasayfa
  • Faaliyet Alanları
  • Makaleler
  • Yargıtay Kararları
  • Vekaletname
  • İletişim
  • Avukata Sor
Responsive image
Ara

KVKK’nın CEZA HUKUKU BAKIMINDAN İNCELENMESİ

Avrupa Konseyi bünyesinde hazırlanan, 108 sayılı Kişisel Veriler sözleşmesine kişisel 

verilerin korunması kapsamının hem kamusal hem özel sektör verileri bakımından ele 

almaktadır. Bu sözleşme; her ülkede gerçek kişilerin temel hak ve özellikleri ve kendilerini 

ilgilendiren özel nitelikli verileri güvence altına alan sözleşmedir ve Türkiye tarafından 28 

Ocak 1981’de imzalanmıştır. 

108 sayılı Kişisel Veriler Sözleşmesinden sonra Uluslararası 2. Metin olarak sayılan ve 

Türk hukukunda referans kaynağı olan, Kişisel Verilerin Korunması Yönergesi ve Kişisel 

Verilerin Korunması Tüzüğüdür. 

1982 Anayasası özel hayatın gizliliği başlıklı 20. Madde’ye 2010’da 3. Fıkra eklenmiş ve 

kişisel verilerin korunma hakkı anayasal bir hak olarak herkese tanınmıştır. 

AY 20/3: Herkes, kendisiyle ilgili kişisel verilerin korunmasını isteme hakkına sahiptir. Bu hak; 

kişinin kendisiyle ilgili kişisel veriler hakkında bilgilendirilme, bu verilere erişme, bunların 

düzeltilmesini veya silinmesini talep etme ve amaçları doğrultusunda kullanılıp 

kullanılmadığını öğrenmeyi de kapsar. Kişisel veriler, ancak kanunda öngörülen hallerde veya 

kişinin açık rızasıyla işlenebilir. Kişisel verilerin korunmasına ilişkin esas ve usuller kanunla 

düzenlenir.

Anayasa’ya göre; kişisel verilerin işlenmesi için ya kişinin açık rızası gereklidir ile ya da 

kanunda öngörülen durumlarda kişisel veriler işlenebilmektedir. Görüldüğü üzere; kişisel 

verilerin korunması devletin pozitif yükümlülüğü olarak ortaya çıkmaktadır. 

6698 Sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu madde 4 ile kişisel verilerin ancak bu kanunda 

veya diğer kanunlarda öngörülen usul ve esaslara uygun olarak işlenebileceği öngörülerek 

kanunilik ilkesinden bahsedilmiştir. 

Kişisel verilerin işlenmesinde uyulması gereken ilkeler; 

1)Hukuka ve dürüstlük kurallarına uygun olmalı, 

2)İşlenen veriler doğru ve güncel bilgiler olmalı, 

3)Belirli açık ve meşru amaçlar için işlenmeli, 

4)İşlendikleri amaç ile bağlantılı sınırlı ve ölçülü olması gerekir ve 

5)İlgili mevzuatta öngörülen ve gerekli olan süre kadar muhafaza edilmesi gerekir. 

TCK’da Kişisel Verilerin Korunması: 

Türkiye’de Kişisel Verilerin Korunmasına yönelik ilk düzenleme, 1 Haziran 2005 tarihli 5237 

sayılı TCK ile yapılmıştır. Ceza Kanunu’nun 135-136 ve 138. Maddelerinde kişisel verilerin 

korunmasına yönelik suç tipleri ihdas edilmiştir.Suçların Ortak Özellikleri: 

TCK’da kişisel veriler hakkında düzenlenen suçların hepsi sırf hareket suçudur ve belli bir 

zarar ve neticenin meydana gelmesi aranmaz. Bu suçlar soyut tehlike suçlarıdır, fail ve 

mağdur ancak gerçek kişiler oluşabilir ve konusunu da gerçek kişilere ilişkin verilerin 

oluşturması gerekir. Yine bu suçlar kasten işlenebilirken, taksirli hali düzenlenmiş değildir. 

Ceza Kanunu’nun 135-136 ve 138. Maddelerindeki bu suçların işlenmesi ile tüzel kişilere 

yarar sağlanmışsa bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunabilecektir ve suçların 

soruşturulması ve kovuşturulması şikayete tabi olmadığından resen soruşturulup 

kovuşturulacaktır.

Kişisel Verilerin Kaydedilmesi Suçu

TCK Madde 135

(1) Hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydeden kimseye bir yıldan üç yıla 

kadar hapis cezası verilir.

(2) Kişisel verinin, kişilerin siyasi, felsefi veya dini görüşlerine, ırki kökenlerine; 

hukuka aykırı olarak ahlaki eğilimlerine, cinsel yaşamlarına, sağlık durumlarına 

veya sendikal bağlantılarına ilişkin olması durumunda birinci fıkra uyarınca 

verilecek ceza yarı oranında artırılır.

Bu suçun mağduru ancak gerçek kişi olabilir ve tüzel kişilere ait veriler bu suçun konusunu 

oluşturmaz. Tüzel kişiler bu suçun mağduru olamaz, sınai uygulamaya ilişkin bilgilerin ele 

geçirmesi halinde TCK 239. Madde oluşabilir. 

Suçun konusunu oluşturan bilgilerin kişilerin kendi rızası ile verdiği bilgiler dahil tüm kişisel 

verilerdir. Bu suçun oluşabilmesi için bu verilerin kaydedilmesi gerekir. Nereye 

kaydedildiğinin bir önemi olmamakla beraber; elektronik, manyetik, video, defter, kütük 

ortamlarına kayıt şeklinde de olabilir. Ancak otomatik olmayan yollarla kayıt halinde 6698 

sayılı kanun hükümlerine göre; kaydetmek kişisel verilerin işlenmesi kavramı olarak 

tanımlanmamaktadır. Bu yüzden herhangi bir veri kayıt sisteminin parçası olmak kaydıyla 

otomatik olmayan veya otomatik olan yollarla kayıt aranmaktadır.

Görüldüğü üzere kayıt yerinin 6698 sayılı kanununa göre herhangi bir veri kayıt sisteminin bir 

parçası olması gerekmektedir. Bu nitelik gerçekleşmez ise suçun oluşmayacağı ifade 

edilebilir. 

Anayasa 20/3’te kişisel verirlerin ancak kanunda öngörülen hallerde veya kişinin açık rızası ile 

işlenebileceği belirtilmektedir. İşlenme kavramı kaydetmeyi de kapsadığından, kaydetme 

bakımından da iki hukuka uygunluk sebebi kabul edilecektir: Ya kanunun izin verdiği haller ya 

da ilgili kişinin açık rızasının bulunması gerekir. Açık Rızanın Aranmadığı Haller; 

İlgili kişinin açık rızası; TCK için ve 6698 sayılı kanuna göre de ilgilinin rızası hukuka uygunluk 

sebebidir. Açık rızanın 6698 sayılı kanunda belirli bir konuya ilişkin bilgilendirmeye dayanan

ve özgür iradeye dayanan rıza olarak tanımlanmıştır. 

6698 sayılı kanun madde 5: Aşağıdaki şartlardan birinin varlığı hâlinde, ilgili kişinin açık rızası 

aranmaksızın kişisel verilerinin işlenmesi mümkündür:

a) Kanunlarda açıkça öngörülmesi

b) Fiili imkânsızlık nedeniyle rızasını açıklayamayacak durumda bulunan veya rızasına hukuki 

geçerlilik tanınmayan kişinin kendisinin ya da bir başkasının hayatı veya beden bütünlüğünün 

korunması için zorunlu olması,

c) Bir sözleşmenin kurulması veya ifasıyla doğrudan doğruya ilgili olması kaydıyla, 

sözleşmenin taraflarına ait kişisel verilerin işlenmesinin gerekli olması,

ç) Veri sorumlusunun hukuki yükümlülüğünü yerine getirebilmesi için zorunlu olması,

d) İlgili kişinin kendisi tarafından alenileştirilmiş olması,

e) Bir hakkın tesisi, kullanılması veya korunması için veri işlemenin zorunlu olması

f) İlgili kişinin temel hak ve özgürlüklerine zarar vermemek kaydıyla, veri sorumlusunun meşru 

menfaatleri için veri işlenmesinin zorunlu olması.. 

Verileri Hukuka Aykırı Olarak Verme veya Ele Geçirme Suçu

TCK Madde 136

(1) Kişisel verileri, hukuka aykırı olarak bir başkasına veren, yayan veya ele 

geçiren kişi, iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) (Ek:17/10/2019-7188/17 md.) Suçun konusunun, Ceza Muhakemesi 

Kanununun 236 ncı maddesinin beşinci ve

altıncı fıkraları uyarınca kayda alınan beyan ve görüntüler olması durumunda 

verilecek ceza bir kat artırılır.

Bu suç tipi seçimlik hareketli bir suçtur. Yapılan hareketlerin bir konu üzerinde işlenmesi 

halinde tek bir suçun işlendiği kabul edilir ve bu durumda fiilin haksızlık içeriğini dikkate 

alarak alt sınırdan uzaklaşarak ceza belirlenmektedir. 

Rıza üzerine verilerin kaydedilmesi ve başkalarına yayılması halinde de bu suç tipi 

oluşmaktadır. Verilerin kaydedilmesini hukuka uygun hale getiren sebepler yayılmasını 

hukuka uygun hale getirmemektedir. Veri hukuka aykırı olarak kaydedilmiş ise yayılması hali 

ile beraber 135 ve 136. Maddenin ikisi de aynı anda işlenmiş olacaktır. Nitelikli Haller

TCK Madde 137

(1) Yukarıdaki maddelerde tanımlanan suçların;

a) Kamu görevlisi tarafından ve görevinin verdiği yetki kötüye kullanılmak 

suretiyle,

b) Belli bir meslek ve sanatın sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle, 

İşlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.

“Verileri yok etmeme

TCK MADDE 138

(1) Kanunların belirlediği sürelerin geçmiş olmasına karşın verileri sistem 

içinde yok etmekle yükümlü olanlara görevlerini yerine getirmediklerinde bir 

yıldan iki yıla kadar hapis cezası verilir.

(2) Suçun konusunun Ceza Muhakemesi Kanunu hükümlerine göre ortadan 

kaldırılması veya yok edilmesi gereken veri olması hâlinde verilecek ceza bir 

kat artırılır.

Kişisel Verilerin meşru amaç kalktıktan sonra silinmesi gerekir ve süresiz bir şekilde sistemde 

kalması kabul edilmemektedir. AYM; tutulan kayıtların makul bir amacının gösterilmesini, 

saklama konusunda güvence verilmesini, silinmesine yönelik programın olmasını 

aramaktadır. Kişisel verilerin imha edilmesi yükümlülüğüne aykırılık halinde TCK Madde 138 

açısından kişiler cezalandırılacaktır

Taşdemir

Açık Adres Bilgileri Alanı Adres Bilgileri Adres Bilgileri Alanı Adres Bilgileri Kadıköy / İSTANBUL

Tel: 0 (216) 999 99 99     -     Gsm : 0 (532) 999 99 99     -     İnfo@tasdemir.av.tr

Taşdemir Hukuk Bürosu Copyright 2017 | Tüm Hakları Saklıdır

avukat web sitesi örnekleri

Taşdemir Hukuk Bürosu © Copyright 2021 | Tüm Hakları Saklıdır. Yasal Uyarı: Bu site Türkiye Barolar Birliği'nin Meslek Kurallarına ve Reklam Yasağı Kurallarına tabidir. Sitenin kendisi, logosu ve içeriği, reklam iş geliştirme ve benzeri amaçlar ile kullanılamaz. Bu web sitesine link yaratmak yasaktır. Web sitemizde yer alan bilgiler hukuki mütalaa veya tavsiye değildir

    [Kod-Menu-List]
  • [Kod-Menu-0-Adi]
      [Kod-Menu-0-Alt]
  • [Kod-Menu-1-Adi]
      [Kod-Menu-1-Alt]
  • [Kod-Menu-2-Adi]
    • [Kod-Menu-List]
  • [Kod-Menu-0-Adi]
      [Kod-Menu-0-Alt]
  • [Kod-Menu-1-Adi]
      [Kod-Menu-1-Alt]
  • [Kod-Menu-2-Adi]
    • [Kod-Menu-List]
  • [Kod-Menu-0-Adi]
      [Kod-Menu-0-Alt]
  • [Kod-Menu-1-Adi]
      [Kod-Menu-1-Alt]
  • [Kod-Menu-2-Adi]